20 Aralık 2016 Salı

Rusya'nın Türkiye Büyükelçisi Andrey Karlov'un suikaste uğraması ve verilen mesajlar



       Arkadaşlar, bildiğiniz gibi 19 Aralık 2016 tarihinde yaşanan bu elim olay sonucunda, Rusya'nın Türkiye Büyükelçi'si Andrey Karlov bir resim sergisinde konuşma yaparken maalesef suikaste uğramış ve hayatını kaybetmişti.

       Olayın yaşandığı anda, herkesin gözü kulağı Rusya'dan gelecek mesajları tedirginlik içinde bekledi. Türk halkı olarak hemen hemen herkes, bu olayın arkasında ABD ve İRAN'ın olduğunu düşünüyordu. Haksız da sayılmazlar.

       Peki, sizce siyasetten hiç anlamayan, seçimden seçime oy kullanan vatandaşlar bile bu cinayetin arkasında olanları tahmin edebiliyorken, bu suikast neden yapıldı ? Amaçlanan neydi ?

       Öncelikle, şu noktayı asla unutmamalıyız. Suikasti gerçekleştiren kişi, Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlı bir polis memuru. Sokakta kandırılan bir işsiz değil. Zaten verilmek istenilen mesaj da burada başlıyor. Biz Türk halkı olarak, bizzat olayların merkezinde, içinde olduğumuz için FETÖ yapılanmasını anladık ve kavradık. Nitekim, suikasti yapanın da bu terör örgütü ile bağlantılı olduğu aşikar. Peki, bizim açımızdan bu kadar açık olan kirli girişim, uluslararası siyasi arenada nasıl yankılanır ? Hiç düşündünüz mü ?

     Şöyle düşünelim, en az büyükelçi düzeyinde bir türk yetkili herhangi bir avrupa ülkesine toplantıya gidiyor, ve gittiği ülkenin polisi tarafından öldürülüyor. Ne düşünürdük ? Devlet yetkilileri her ne kadar olayın bir terörist saldırı olduğunu söylese de, biz ne düşünürdük ? Şimdiye kadar içeride, mevcut hükümetin yıkılması için çabalayan gizli ve kirli eller, bu kez devletin memurunu kullanarak, tam da Suriye ve Halep konusunun görüşüleceği toplantıdan bir gün önce, bu topraklarda uluslararası bir terör suçu işlediler.
     
     Neyse ki, Putin FETÖ yapılanmasını Türkiye'den çok daha önce fark etmiş ve tüm okullarını, ülkesinde ki faaliyetlerini fazla büyümeden kesip atmıştı. Bu yüzden işin içeriğini gayet iyi biliyor.
   
    Kısacası, bu olayı planlayanlar, büyükelçinin öldürülmesinden dolayı RUSYA - TÜRKİYE savaşı beklemiyordu.
   
     Ama ;

RUSYA'ya net bir şekilde diyordu ki, seni ittifak yapmaya çalıştığın ülkenin polisi ile vurabilirim.
TÜRKİYE'ye net bir şekilde diyordu ki, kontrol sende değil bende. Senin ellerini kullanarak, ittifak yaptığın dostlarını senin evinde öldürebilirim.
DÜNYA'ya net bir şekilde diyordu ki, Türkiye asla güvenilecek bir ülke değil. Kendi polisi ile sizin devlet büyüklerinizi öldürür, sonra da olayın bir terör eylemi olduğunu söyleyebilir. Sakın ziyarete gitmeyin, giderseniz de Türkiye'ye ve Polis'lerine güvenmeyin.

       Arkadaşlar, yarınlar bir çok yeni gelişmeye gebe. Yakın zamanda yapılacak olan Anayasa değişikliği ve Başkanlık oylamasına kadar Türkiye'miz bir çok illegal girişime sahne olacağa benziyor.

         İşte tam da bu yüzden, birliğimizi ve beraberliğimizi koruyarak, dik durarak bu sisli günleri hep birlikte aşacağız.